CÜMLE ANLAMI
- ·
CÜMLENİN
TAŞIDIĞI DUYGULAR
- ·
CÜMLELERDE
YAKIN ANLAMLILIK
- ·
CÜMLEDE
KAVRAMLAR
- ·
CÜMLELER
ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ
CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR
1. Hayıflanma:
Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek demektir.ÖRN:
·
Keşke annemin değerini o hayatta iken
bilseydim.
·
Nasıl geçti habersiz / O güzelim yıllarım.
SORU:
Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma,
üzülme” söz konusudur?
A)Kınalanmış gibi dağlar, dereler
Ne güzel güz, ne güzel eylül olur.
B)Desem ki vakitlerden bir
nisan akşamıdır.
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden
esiyor.
C)Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz
Mor dağlarda güneş doğmadan henüz
D)Kuşlar gelecek damların üstünden
Kuşlar konacak dağlara
E)Lale, sümbüller içinde hüma
kuşları ötüyor
Avcılar yolu tutmuşlar erken erken
Cevap:C
2.Çaresizlik:
Elden bir şey gelmemesi, çaresiz olma durumudur.
ÖR:
·
Çileli doğmuşum zaten ezelden / Hasrete alıştım
ne gelir elden.
·
Zulüm diken gibi bürümüş kenti / Boynu bükük
kalmış mor menekşem.
SORU: (I)Şiirle ilişkim yoktu başlarda, hikaye düşünüyordum; ancak ilk yazdıklarımı
gönderecek yer bulamıyordum .(II)Dergi diye bir “Fikirler” vardı, bir ”Varlık” bir de “Yeditepe”; o dergileri de ünlüler kapatmışlardı çoktan.
(III)Ayda bir kez çıkan topu topu üç dergiden hangisi adsız sansız bir hikayeci
adayının hikayesini sayfalarını açardı; hiçbiri elbet.(IV)O dönemin ünlüleri
kendilerinden sonra gelen kuşağı da sevmiyorlardı zaten.(V)Biz buna inanıyor, kızıyor, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat üçgeninin başkaldırı örneğini
tazelemek için fırsat kolluyorduk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ümitsizlik, çaresizlik içinde bulunduğu” anlamı vardır?
A)1 B)2 C)3 D)4 E)5
3.Yakınma:
İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak, şikâyetçi olmaktır.
ÖRN:
·
Bir de sözüme kulak verse.
·
Oysa günümüzde artık masalın sadece adı kaldı.
·
Bu çocuklar dur durak bilmiyor.
SORU: (1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma”
söz konusudur?
A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim.
B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
C)O geldiği gibi gitmesini biliyor.
D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor.
E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor.
4.Sitem:
Sevilen, güvenilen
bir kimseye karşı, yaptığı hareketin ya
da söylediği sözün, üzüntü uyandırdığını
öfkelenmeden belirtmektir.
ÖRN:
·
Sen de mi Bürütüs?
·
Güvendiğim dağlara kar yağmış.
·
Bir ibadet gibi beklerim burada / Selam vermeden
geçer sevgili.”
5. Takdir Etme:
Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek.
ÖRN:
·
Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usanmadan
çalıştı.
·
Tablo dediğin böyle olur.
·
Bu türkü bundan daha iyi yorumlanamazdı.
SORU:
(ÖSS-1991) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme, beğenme” söz konusudur?
A) Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu, çıkarını gözeten, kurnaz
insanlar arasından seçmiş.
B) O, tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan, bu alanlarda kimi çalışmaları
bulunan, kendi halinde, sıradan bir yazardır.
C) Bu yazar, sorunlara
çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan, değişik görüşlere açık bir
insandır.
D) Bu yazarın oyunları, kimi çevrede olumlu, kimi çevrelerde de olumsuz
eleştirilere konu olmuştur.
E) Yazar, bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını
söylüyor
f. Umut:
İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı
şeylerin düzeleceğine inanmak.
ÖRN:
·
Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın / Varsın
sevinçler başka bahara kalsın.
·
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte / Yarın elbet
bizim elbet bizimdir / Gün doğmuş, gün
batmış ebet bizimdir.
6. Yaşama İsteği:
Neşe, sevinç, hayattan keyif alma.
ÖRN.
·
Bugün hava güzel, içim içime sığmıyor.
·
Ne güzel dönüyor çemberim / Hiç bitmese horoz
şekerim.
7. Karamsarlık:
Hayata
ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır.
ÖRN:
·
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım / Gün kasvet, gece kasvet
·
Ne gözyaşı avutur gönülleri / Ne bir müjde
güldürür bu yüzleri
B. CÜMLELERDE YAKIN ANLAMLILIK
Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı anlamların bulunduğu cümlelerdir.
ÖRNEK SORULAR
·
İstikbalin sanat tarihinde bu devrin adı
Ahmet Haşim devridir.
I. Ahmet Haşim’den gelecek kuşaklar
övgüyle söz edeceklerdir.
II. Ahmet Haşim gelecekte daha iyi
anlaşılacaktır.
III. Ahmet Haşim sanatçı kimliğiyle
yaşadığı devre damgasını vurmuştur.
I. I.Kitaplarda yararlı bilgiler de
zararlı bilgiler de olabilir.
II. İyi yanı ağır basan kitaplar
daha faydalıdır.
III. En kötü kitap içinde iyilikten
eser olmayan kitaptır.
·
Kuralların istisnası vardır; ancak
istisnaların kuralı yoktur.
I. Kurallar istisna kabul etmeyecek
kadar kesindir.
II. Kurallara uymayan örnekler her zaman olabilir ama kurallara uymayan
örneklere bir kural konulamaz.
III. İstisnaların kuralı, kuraların
istisnasıdır.
SORU:
Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü
yazarken, o olayları yeniden, hem de zamanında ayrımına varamadığım
yönleriyle yaşamanın, küçümsenir bir
mutluluk olmadığını söylemeliyim.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı anlamdadır?
A)Öykülerimi oluşturmak için, yaşadığım
olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam.
B)Başımdan geçen olayları yapıtlarımda anlatırken onlara yeni bir
görünüm kazandırmaya çalışırım.
C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının, yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşüyorum.
D)Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark
etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.
E)Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri, sonradan onları yazarken mutluluğa
dönüştürürüm.
SORU: “Ne yaşanan her olay
öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen
anlatmaya uygun düşüyor.”
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en
yakın anlamdadır?
A)Öyküde ne yaşanmış olaylar
anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B)Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz;
her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C)Yaşanmamış olaylardan öykü çıkaramaz;
yaşanmamış olaylar da öykünün sınırlarını aşar
D)Yaşanan olaylar çok etkileyicidir;
olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E)Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz;
öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez.
SORU:
(1984-ÖSS) “Tiyatro bir odak noktasıdır;
dünyada, tarihte, insanda her ne varsa oraya yansıyabilir; ama
sanatın sihirli değneği altında.”
Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?
A) Sanat eseri, hayatı olduğu gibi
yansıtmalı, eğlendirmeli ve her sosyal
tabakaya seslendirmelidir.
B) Sanatta gerçek, basit bir kopyadan
ibaret olmamalı, yazarın kafasından
geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır.
C) Sanatçı öncü olmak, halkın yürüdüğü
yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.
D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi
verir.
E) Sanatçı, toplumdaki işlevini, sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla
gerçekleştirebilir.
SORU:
(1988-ÖSS)
I.Yalnız biçime önem veren sanatçı, nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü
olmayan konuşmacıya benzer.
II.Zaman içinde, yapıtlarını biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış
pek çok sanatçı vardır.
III.Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya
çalışması, yeni bir yöntem değildir.
IV.Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki yüzü gibi
birbirinden ayrılmaz.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımında birbirine en yakın olanlar hangileridir?
A)I ve II B)I ve
III C)I
ve IV D)II ve III E)II ve IV
SORU:
(1985-ÖSS) “(I) Bana göre şiir; özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk
kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler.
(IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir.
(VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada, anlamca birbirine en yakın
olan iki cümle hangisidir?
A) I, II B)
II, III C)
III, IV D)
IV, V E) V, VI
SORU:
(1986-ÖSS) Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye en yakın anlamdadır?
A)Analık kadına güç verir.
B)Her kadın güçlü bir anadır.
C)Ananın gücü kadınlığından gelir.
D)Analık, kadınların güçlü duygusudur.
E)Analık, güçlülüğün ilk koşuludur.
SORU:
(1992-ÖSS) İnsanlarda, kurallara uyma
alışkanlığıyla sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması arasında sıkı bir ilişki
vardır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Büyük sorumluluklar yüklenmiş kişiler kurallara uymak zorundadır.
B)Sorumluluğunu bilen insanlar kurallara uyarlar.
C)Bazı kurallar insanları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlar.
D)Sorumluluktan kaçınmayan kişiler herkesi kurallara uymaya zorlarlar.
E)Kurallara uyan kişiler, sorumluluk
almaktan hoşlanırlar.
SORU:
(1994-ÖSS) Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Burada sözünü ettiğim kötü
filmlerin iyi yanları da var.
B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da
iyi filmler var.
C) İyi olmayan filmlerden de burada söz
edebilirim.
D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film
diye seçilenlerdir.
E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında
kötü filmlerde yer alıyor.
C. CÜMLEDE KAVRAMLAR
1. Öznellik (Subjektif):
Kişiden kişiye göre değişen, beğeni, takdir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik
özelliği olmayan ifadelerdir. Sanatsal ifadeler, yorumlar,
beğeni, benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir.
· Ressam bu tablosunu özenerek yapmış.
· Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.
· Gülmek ona çok yakışıyor.
SORU:
(1991-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz
konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tek düzelik görülüyor.
2. Nesnellik(objektif):
Bilimsel veri ya da istatistiklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni, yorum gibi duyguların ve sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz.ÖRN:
·
Ressam bu tabloda sarı renklere ağırlık vermiş.
·
Y. Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü
kullanmıştır.
·
Kitap birbirinden bağımsız dört bölümden
oluşuyor.
SORU:
(1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik
taşımaktadır?
A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir.
B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz.
C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir.
D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır.
E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.
3. Eleştiri
Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını
sağlamak için yapılan değerlendirmelerdir. Eleştiriler kişisel beğeni ifade
ettiği için öznel yargılardır. Eleştiri(kritik) olumlu ya da olumsuz olabilir.
ÖRN:
·
Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası.
·
Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap.
·
Atatürk çok güzel konuşan, etkileyici bir
hatipti.
SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri
söz konusudur?
A) Sözcük seçimindeki özensizlik, çevirmenin, metnin aslına bağlı
kalmaktaki titizliğine gölge düşürüyor.
B) Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu
yapıtları, yabancı dillere çevrilmiştir.
C) Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk
günlerimi düşünüyorum.
D) Sanatçı, günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına yer
vermiştir.
E) Kitapta, eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri, karşılaştırmalı bir
yöntemle anlatılıyor.
NOT
1! Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her
konuda yapılabildiği halde “değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak
yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler
nesnel ya da öznel olabilir.
SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ”değerlendirme”
söz konusudur?
A)Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de kusursuz
eserler yaratmak için yazarlar.
B)Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C)Bir eserin değerinin konusundan çok üslubuna bağlı olduğunu her zaman
söylerim.
D)Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine bir çok inceleme
yapılmıştır.
E)Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun
biçimde konuşturulmuştur.
NOT
2! Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.
NOT 3! Benzetmeler,
kişileştirmeler ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.
4. Yorum:
Bir yapıtı ya da sanat eserini belli bir görüşe göre açıklamaktır. Bu
açıklamalarda yorum yapan kişinin beğenileri ön plandadır. Beğenmeme de
olabilir. Dolayısıyla “yorumlar” kişinin özel yargılarıdır; kanıtlanabilir
özellik taşımazlar.
ÖRN:
·
Halk şiirlerinden gelen söyleyiş güzelliği onun
bütün dizelerini böylesine alımlı kılmıştır.
·
Bu resimde insanlar soluk birer görüntü olmadan
öteye geçememişler.
SORU:
(1989-ÖSS) (I)Genç adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ve hafif bir
kırmızılık vardı.(II)Bu kırmızılık, herkesin payını dağıtan balıkçını elinde
tek balık kalıncaya kadar sürdü. (III) Balıkçının, son balığı da kendisine vermediğini görünce
rengi uçtu; gözleri büyüdü.(IV)
Yüzündeki gülümseme giderek azaldı ve yok oldu.(V) O an, genç adamın, öfkesini ve acısını kendi içinde saklayan biri
olduğunu anladım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ”yorumlama” ya yer
verilmiştir?
A) I B)II C)III D)IV E)V
SORU: (I)Çeviri
bir metinden yola çıkan yazar, oyunu yeniden, oldukça güzel bir biçimde
oluşturmuş. (II)Metin, yerel motiflerde yalınlaşırken evrenselliğini de
yitirmemiş.(III)Ayrıca oyunu dokusunda yer alan dostluk, fedakârlık, bağlılık
gibi duygular, inandırıcı ve dengeli bir biçimde verilmiştir.(IV)Öte yandan
tipler üzerinde yeterince durulmamış; bunlar soluk birer görüntü olarak kalmış.
(V)Oyunda, anlatılanların geçtiği yer ve
zaman da belirtilmemiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin
hangisinde yazar bir “yorum” yapmamıştır?
A)1 B)2 C)3 D)4 E)5
5. Karşıtlık:
Birbirine zıt iki durumun, olayın, aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak, gülmek karşıtlıktır ancak ağlamak-ağlamamak; gülmek-gülmemek iki eylemin olumsuzudur.ÖRN:
·
Serhat iyi bir arkadaş ama kötü bir sırdaştır.
·
Keloğlan, çelimsiz, bakımsız, sıska bir insan
olmasına rağmen elinden bir hayli büyük işler gelir.
SORU:
(ÖSS-1983) Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde aynı varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?
A)Gün doğarken yola çıkmış, öğleden sonra köye varmıştık.
B)Adamın yüzündeki yumuşak ifade bizimle konuşurken birdenbire sertleşmişti.
C)Hastanın kansız yüzü bir hafta öncesine göre daha da sararmıştı.
D)Bu dev gibi adam bugüne değin o minicik çocuğun her dediğini yapmıştı.
E)Yolculardaki bezginlik yolun sonuna doğru acıya dönüşmüştü.
NOT! Karşıtlık
iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt anlamlı
sözcüklerle sağlanabilir ancak karşıtlık için ille de zıt anlamlı sözcüklerin
olması gerekmez.
6. Karşılaştırma
En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı yönlerinin
birbiriyle kıyaslanmasıdır. Karşılaştırma bildiren cümleler bir varlığın başka
bir varlıktan herhangi bir yönden daha iyi, daha kötü ya da onunla aynı düzeyde olduğunu
belirtir.
ÖRN:
·
Sinema da tiyatro gibi görmekle ilgilidir.
·
Onun romanlarında, öykülerinde de dil ön
plandadır.
SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “karşılaştırma” söz
konusu değildir?
A) O, hemen her konuda bildiğini tam bilir.
B) Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
C) O, sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı.
D) Çocukların en beceriklisini bulup getirmişti.
E) Ona aldığım kalem daha çok benim işime yaradı.
7. Varsayım:
Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir.
ÖRN:
·
Tut ki Ankaralı değilim, ne çıkar bundan?
·
Bu sözleri sana hiç söylemediğimi farz et.
·
Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne
yapabilirsin?
SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdakilerden hangisi varsayım ifade etmektedir?
A) O Çarşamba günü geziden dönebilir.
B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
C) İstediğini veririm yeter ki sen
çalış.
D) Belki onu sen de tanırsın.
E) Yarın akşam yemeğe onlar da geliyor.
8. Tahmin (Olasılık)
Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak fikir yürütmektedir.ÖRN:
- · Kim bilir yaşasaydı ne olgun eserler verecekti.
- · Pasta çok güzel olmuşa benziyor.
- · Yarın akşamki yemeğe onlar da gelebilir.
SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir
tahmin (olabilirlik) söz konusudur?
A) Kar yağıyor kış geldi artık.
B) Onunla konuşmalısınız: Köyün en yaşlı kişisidir.
C) Ben onu çok iyi tanırım çok dürüst çocuktur
D) Sizde biliyorsunuz o kardeşlerin en küçüğüdür.
E) Geç kaldık sanırım o gitmiştir.
9. Öneri
İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır.ÖRN:
·
Ayağını yorganına göre uzat.
·
Şiire düz yazıya doyduktan sonra yönelmelisiniz.
·
Ders çalışırken yüksek sesle müzik
dinlememelisiniz.
SORU: (ÖSS-1990)
(1)Bu şiirin tadına varabilmem için, oldukça fazla çaba harcamam gerekti. (2)
Bunların bir yanı ne kadar açık ve yalınsa bir yanı da o kadar karmaşık ve
yoğun. (3) Bu noktada sanatçının öyküleriyle benzerlik görülüyor. (4) Kitabın
sonuna şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi yararlı
olabilir. (5) Yine de sanatçının şiirlerinden bir demetin Türkçeye
kazandırılması çok önemli bir çalışmadır.
Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde bir öneri söz konusudur.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E)
5
10. Tanım
Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu açıklamaktır. Üzerinde durulan kavrama Bu nedir? diye sorduğumuzda cevap almamız şarttır.
ÖRN:
·
Dostluk okudukça artan bir kitaptır. (öznel
tanım)
·
Sanat, yalanı,
yaşamda olamayanı gerçeğe dönüştürme
çabasıdır. (öznel tanım)
·
Sıfat; isimleri çeşitler yönden niteleyen ya da
belirten kelimelerdir. (nesnel tanım)
·
Bir sanat eserinin iyi ya da kötü yanlarını ortaya koymaktır
eleştiri.(nesnel tanım)
NOT! “Gül tabiattaki
çiçeklerin bir özetidir.” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için (gülün
özellikleri söylenmediği için) bir tanım cümlesi değildir.
Gül mis kokulu bir çiçektir cümlesi ise belirgin özelliklerinden bir tanesi
dahi olsa söylendiği için bir tanım cümlesidir.
Aşağıdaki cümleler birer tanım cümlesi değildir.
Roman çok sevilen bir türdür.
Sanat, bize bizim göremediklerimizi
göstermelidir.
Eleştirmenler, eleştirilerinde tarafsız
yani objektif olmalıdır.
SORU:
Aşağıdakilerden
hangisi bir tanım cümlesidir?
A) Lirik şiir, akıldan çok düş gücüne, düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde, aşkın her türlü
görünüşü, bütün yönleriyle dile
getirilir.
C) Lirik şiirde şair, sözcükleri
seçerken, onların ses ve görüntü gücünü
göz önünde tutar.
D)Lirik şiir, duyguların, çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile
getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din gibi belirli temalar işlenmiştir.
ÖSS-1990
11. Üslup (Tarz, Stil, Teknik):
Bir yazarın görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani duygu ve düşüncelerini nasıl anlattığıdır. Kelime seçimi, cümle kurgusu yazarın üslubuna ait özelliklerdir Üslup cümleleri “Nasıl anlatmış?” sorusuna karşılık verir.
SORU:
(I)Bu eleştirmen, yapıtları
değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin
beğenilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O, kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı
yargılayıp değerlendirirken sözcük seçiminde, bunların kullanımına büyük bir özen göstererek
okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yola, okurları, incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde
düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleştirilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve
onların kolayca okunmasını sağlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden
özellikle hangisi, sözü edilen
eleştirmenin üslubuyla ilgilidir?
A) I B) II C) III D) IV E)
V
12. İçerik
Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları, konuları, kahramanları (ayrıca eserde geçen kişilerin rolleri, yaşadıkları yer ve mekan vb.) açıklayan cümlelerdir.
ÖRN:
·
Onun bütün şiirlerinde buram buram Anadolu
kokar.
·
Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara.
·
Yaşamın, hayatın ve aşkın güzelliklerini öven
şiirlerinde daima insana mutluluk
aşılamıştır.
SORU:
(ÖSS-1996) (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş.
(II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk
müziğinin öğretimi, icra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma
yöntemleri... (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri... (V) Bütün
bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk
müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya
konuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin
hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I B) II
C) III D) IV
E) V
D. CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ
1)Amaç-Sonuç İlişkisi
Bir parçada söylenen yargının hangi amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle “için, diye ve istemek” sözcükleri bulunur. Bu sözcüklerin yerine “amaç” sözcüğünü kullanabiliyorsak bu cümlelere amaç cümlesi diyebiliriz.ÖRN:
- · Sakladım gözyaşlarımı, vefasız yar görmesin diye. ( Şairin göz yaşlarını saklamadaki amacı sevgili sinin göz yaşlarını görmesini engellemektir.)
- · Bu romanı siz alıp okuyasınız diye yazdım. (Yazarın bu romanı yazmasının amacı alınıp okunmasıdır.)
- · İlerde ben de Orhan Veli gibi ünlü bir şair olmak istiyorum. (Kişi, ilerde ünlü bir şair olmayı amaçlamaktadır.)
2) Neden-Sonuç İlişkisi
Bir cümledeki yargının nedeninin, gerekçesinin söylendiği cümlelerdir. Cümlede
yargı bildiren ögeye “Neden?” sorusu sorulduğunda cevap alınması gerekir.
Bazen bir cümledeki yargının nedeni kendinden önceki ya da sonraki cümlede
olabilir. “Diye, için, neden, sebep, çünkü, bu yüzden” vb. sözcükler, ayrıca “-den, -mesi” ekleri anahtar sözcük ve eklerdir.
Bunların geçtiği cümlelerde
“neden-sonuç” ilişkisi bulmak oldukça kolaylaşır.
ÖRN:
·
Yar diye diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin
dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar , yar” diye seslenmesidir.)
·
“Öksürüğüm geçsin diye şurup içtim.” cümlesinde
de “diye” sözcüğü geçmektedir; ancak bu cümlede kişinin şurup içmedeki amacı
açıklanmıştır.
-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden- sonuç” cümleleri:
·
Kolu kanadı kırılmış, sapan sürmekten.
·
Tabanları yarılmış yol yürümekten.
·
Havanın aniden bozması işlerimizi alt üst etti.
SORU: Aşağıdaki
dizelerin hangisinde yargı, gerekçesiyle
birlikte verilmiştir?
A) Herkese selam verdi
Beni ağlattı geçti
B) Gözlerimin yaşları
Mermere aksa deler
C) Ben yarime gül demem
Gülün ömrü az olur
D) Ben yarimi unutamam
Unutsa da o beni
E) Rengini gülden almış
Kokusunu menekşeden
SORU:
“Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine
bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm, ne
faydalandım
B) Erzurum dağları kardır, geçilmez
C) Düşman geldi, tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
E) Başım yastıktadır, gözlerim yolda
SORU: Okul öncesi
eğitimin, çocuğun gelişiminde büyük önem
taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi
niteliğindedir?
A) Anaokulu, yuva ve kreşlerin sayısı
her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.
B) Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.
D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce
tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle
geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.
3) Koşul (şart) Cümleleri
Eylemdeki (yüklemdeki) yargının gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğu cümlelerdir. Bu tür cümlelerde öne sürülen koşul gerçekleşirse yargı sonuçlanır. “Param olursa kitap alırım.” Cümlesinde “alma” eyleminin olabilmesi için “param olması” koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.
ÖRN:
·
İndirim yaparsan bu kazağı alırım.
·
Havalar açılınca hep beraber pikniğe gideriz.
·
Düzenli ders çalıştın mı başarılı olursun.
·
Yardım etsen de çabuk işimizi halletsek.
SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ koşula
bağlılık” söz konusudur?
A) Konuşmak üzere kürsüye yöneldi.
B) Evden çıkmak üzere olduğunu öğrendim.
C) Kitabı geri vermek üzere aldı.
D) Güneş doğmak üzereyken yola çıktık.
E) Onu trene binmek üzereyken yakaladık.
4. CÜMLE ANLATIMI
Cümlede anlatım iki türlüdür:
1) Düz (Doğrudan) Anlatım
2) Dolaylı Anlatım
1)Düz Anlatım:
Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir, aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım denir.
ÖRN:
·
Başhekim: “ Bu doktorların maaş zamları ne zaman
verilecek” diye sordu.
·
Bölüm başkanı Şener Bey: “Herkes haftada altı
soru getirsin” dedi.
2) Dolaylı Anlatım:
Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine denir.ÖRN:
·
Arkadaşım yarın, sinemaya gideceğini söyledi.
·
Okul arkadaşım, çok fazla çalışmaktan sıkıldığını söyledi.
SORU: Aşağıdaki
cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Şöyle bir olayları anımsar, üzülürüz
ve “İşte dünya böyle!” diye düşünürüz.
B) Öğretmen Ali’ ye: “Arkadaşına söyle yarın ödevini mutlaka getirsin.” dedi.
C) Paul Valery, şiir yazma yönteminden
söz ederken “ilk dize Tanrı vergisidir, ondan sonrası da çaba...” dermiş.
D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım, Hazım’ın sahnede canlandırdığı Prens’in gerçek
hayatta yaşamış olduğunu söyledi.
E) Önce tiyatronun öğelerini, hangi
sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.
0 Yorumlar
Yorumlarınızı bekliyorum.